Sayın Editör,
Kayıkçıoğlu ve ark.’nın1 “Katarakt Cerrahisi Esnasında Ön Vitreusun Tripan Mavisi ile İstemsiz Boyanması” başlıklı makalesini büyük bir ilgiyle okuduk. Makalede fakoemülsifikasyon cerrahisinin nadir bir komplikasyonu olan cerrahi esnasında arka kapsül ve ön vitreusun tripan mavisi ile boyanması ele alınmıştır. Yazarlara çalışmaları için teşekkür ederiz. Tripan mavisinin retinaya toksik etkilerine ilişkin bazı katkılarda bulunmak istiyoruz. Retinada benzer etkiler vitrektomiden sonra da tripan mavisi ve birçok vital boya ile ortaya çıkabilmektedir.
Tripan mavisinin yüksek konsantrasyonda kullanılmasının ve maruziyet süresinin uzun olmasının bazı retina değişikliklerine neden olabileceği bildirilmiştir.2,3 Lüke ve ark.2 elektrofizyolojik çalışmalarında tripan mavisi kullanımı ile b dalgası amplitüdlerinin azaldığını göstermişlerdir. Ayrıca, bir postmortem çalışmada yüksek konsantrasyonda tripan mavisi solüsyonlarının kullanılmasına bağlı iç retina tabakalarında gelişen bazı morfolojik değişiklikler gösterilmiştir.3 Bu toksik etkiler herhangi bir fundus patolojisine neden olmayabilir, ancak elektroretinogram gibi elektrofizyolojik tetkikler ile saptanabilir. Kayıkçıoğlu ve ark.1 yaptıkları çalışmada bu hastalarda retina toksisitesi görülmediğini bildirmişlerdir. Çalışmalarında olası retina toksisitesini saptamak için elektrofizyolojik bir test yapılmamış gibi görünmektedir, bu da retina toksisitesinin gözden kaçmasına neden olmuş olabilir. Bu hastalarda vitrektomi yapılmadığı için istemsiz olarak tripan mavisi toksik konsantrasyonlarda vitreus boşluğuna geçmiş ve uzun maruziyet süresi nedeniyle toksik etki göstermiş olabilir. Ayrıca yazarların bildirdiği hastalarda postoperatif görme keskinliği 0,4 ile 0,9 arasında değişmektedir. Postoperatif dönemde hiçbir hastada Snellen ile ölçülen görme keskinliği değeri 1,0 veya daha yüksek düzeye ulaşmamıştır. Yazarlar bu hastaların postoperatif görme keskinliğini etkileyebilecek herhangi bir bulgu bildirmemiştir. Postoperatif dönemde bu görme keskinliği düzeylerini başka bir bulgu ile açıklanamıyorsa tripan mavisinin istemsiz olarak vitreus boşluğuna geçmesinin neden olduğu toksik retinopatinin bir belirtisi olabilir.
Sonuç olarak, vitreus boşluğuna istemsiz olarak geçen herhangi bir maddenin retina toksisitesine neden olmadığını göstermek için elektrofizyolojik değerlendirme yapılmalıdır. Yazarları bu ilginç çalışmadan dolayı tekrar tebrik eder, geri bildirimimizin özellikle tripan mavisinin de içinde yer aldığı vital boyaların retina toksisitesi hakkında literatüre katkı sağlamasını umarız.