ÖZET
Amaç:
Arka kapsül opasitesi (AKO) olan hastalarda optik koherens tomografi (OKT) sinyal gücü (SG) ve görme keskinliği arasındaki ilişkiyi araştırmak ve AKO’nun retina kalınlık ölçümü üzerindeki etkisini değerlendirmek.
Gereç ve Yöntem:
Çalışmaya 35 hastanın 41 gözü dahil edildi. AKO dışında ön segment ya da arka segment patolojisi bulunan hastalar çalışma dışında bırakıldı. Hastaların oftalmolojik muayenesi yapıldıktan sonra %0,5’lik tropikamid ile pupilla dilatasyonu sağlandı ve OKT görüntüleri alınarak kaydedildi. Nd:YAG lazer kapsülotomiyi takiben aynı uygulama postoperatif 1. ayda yapılarak elde edilen veriler kaydedildi ve işlem öncesi veriler ile istatistiksel olarak karşılaştırıldı.
Bulgular:
Çalışmaya dahil edilen hastaların Nd:YAG öncesi en iyi düzeltilmiş görme keskinlikleri (EİDGK) 0,28±0,13 iken Nd:YAG sonrası 0,78±0,09 idi ve aradaki fark istatistiksel olarak anlamlıydı (p<0,0001). Aynı zamanda Nd:YAG öncesi ve sonrasında EİDGK ile OKT SG arasında anlamlı pozitif korelasyon mevcuttu (sırasıyla p<0,0001, p=0,01). Santral retinal kalınlık (SRK) ölçümü ile SG Nd:YAG sonrası anlamlı artış gösteriyordu (her iki parametre için p<0,0001). Yine Nd:YAG öncesi OCT SG ile SRK arasında anlamlı pozitif korelasyon mevcuttu (p=0,001). Ancak Nd:YAG sonrası SRK ölçümleri ile OKT SG arasında anlamlı bir korelasyon yoktu (p=0,46).
Sonuç:
OKT SG, AKO saptanan hastalarda görme keskinliği ile korelasyon göstermekte ve AKO, OKT ile elde edilen objektif verilerin doğruluğunu etkileyebilmektedir.
Giriş
1990 yılında kullanılmaya başlayan optik koherens tomografi (OKT), arka segment yapılarının temassız ölçümünü sağlayan bir düşük koherens inferometri cihazıdır.1 Kullanımı kolay, invaziv olmayan ve hassas bir yöntem olduğu ve birçok maküler hastalığın tanı ve takibinde önemli bir yere sahip olduğu için OKT yaygın olarak kullanılmaktadır.1,2 Klinikte kullanılan ilk OKT cihazları zaman domain OKT (TD-OCT) idi; bunları TD-OKT’ye göre daha hızlı veri toplama özelliğine sahip ve daha yüksek çözünürlüklü görüntüler veren spektral domain OKT (SD-OKT) cihazları izledi.3,4,5
Sinyal-gürültü oranı ilk cihazlarda görüntü kalitesini değerlendirmek için kullanılırken, bunun yerini daha sonraki modellerde sinyal gücü aldı. Her taramada, cihaz operatöre sinyal gücünü gösterir ve sinyal gücünün yüksek olması görüntü kalitesinin daha iyi olduğu anlamına gelir. Sinyal gücü operatör tekniği, tarama sırasında göz ve baş hareketleri ve gözde ön veya arka segment opasitelerinden etkilenebilir.6
Arka kapsül opasitesi (AKO), sinyal gücünü etkileyebilen ana faktörlerden biridir. AKO, katarakt ameliyatından sonra gelişen ve görme keskinliği ve kontrast duyarlılığında azalmaya neden olan klinik bir durumdur. AKO için altın standart tedavi neodimyum katkılı itrium alüminyum granet (Nd:YAG) lazer uygulamasıdır.7,8,9 Bu çalışmanın amacı AKO’lu hastalarda OKT sinyal gücü ile görme keskinliği arasındaki ilişkiyi araştırmak ve bu hastalarda Nd:YAG lazer tedavisinin OKT ölçümleri üzerindeki etkisini değerlendirmektir.
Gereç ve Yöntem
AKO tedavisi için Nd:YAG lazer kapsülotomi uygulanan hastaların tıbbi kayıtları retrospektif olarak incelendi. Nd:YAG lazer kapsülotomiler, Temmuz 2016-Temmuz 2017 tarihleri arasında Mersin Toros Devlet Hastanesi’nde yapıldı. Tüm girişimler Helsinki Bildirgesi tarafından belirlenen insan araştırmalarında uyulması gereken etik kurallara bağlı kalınarak yapıldı. Çalışmaya dahil edilmeden önce hastalardan bilgilendirilmiş onam alındı. Az görme şikayeti ile başvuran ve AKO tanısı aldıktan sonra komplikasyonsuz katarakt ameliyatı geçiren 35 hastanın 41 gözü çalışmaya dahil edildi. AKO dışında herhangi bir ön veya arka segment patolojisi olan hastalar çalışma dahil edilmedi. Operasyondan sonra maküla ödemi olan hastalar da çalışma dışı bırakıldı. En iyi düzeltilmiş görme keskinliği (EİDGK) Snellen eşeli ile ölçüldü. Tam bir oftalmolojik muayeneden sonra %0,5 tropikamid ile midriyazis sağlandı. AKO skorlaması klinik olarak biyomikroskop iki uzman tarafından kör olarak yapıldı. Nd:YAG lazer kapsülotomi, AKO skoru 3 veya daha yüksek olan hastalar için planlandı. Kesitsel görüntüler OKT cihazındaki (Nidek RS 3000; Nidek Co. Ltd., Aichi, Japonya) maküla programı kullanılarak elde edildi. Çalışmaya dahil edilen tüm hastalara aynı cerrah tarafından komplikasyonsuz Nd:YAG lazer kapsülotomi (1,5-2,5 mJ; merkezi açıklık 3-4 mm) yapıldı. Tüm hastalara işlemden sonra 1 hafta boyunca günde 4 kez topikal prednizolon asetat başlandı. Postoperatif 1.ayda EİDGK yeniden değerlendirildi ve postoperatif OKT görüntüleri daha önce olduğu gibi pupil dilatasyonundan sonra elde edildi. Tüm OKT görüntüleri aynı deneyimli operatör tarafıdan elde edildi. Hareket nedeniyle artefakt olması durumunda OKT aynı operatör tarafından tekrarlandı. Ameliyat öncesi ve sonrası değerler ile OKT sinyal gücü arasındaki ilişkiyi ve lazer kapsülotominin OKT ölçümleri üzerindeki etkisini istatistiksel olarak analiz ettik.
İstatistiksel Analiz
İstatistiksel analizler için SPSS sürüm 11,5 yazılımı kullanıldı. Her parametre için dağılımın normal olup olmadığı Shapiro-Wilk testi kullanılarak değerlendirildi. Ameliyat öncesi ve sonrası değerler Wilcoxon testi ile karşılaştırıldı. Her parametre için ortalama ve standart deviasyon hesaplandı. Parametreler arasındaki ilişkiler Spearman korelasyon katsayısı hesaplanarak değerlendirildi. P değerinin 0,05’ten küçük olması istatistiksel olarak anlamlı kabul edildi.
Bulgular
Çalışmaya dahil edilen hastaların (17 kadın, 18 erkek) yaş ortalaması 62,37±7,2 yıl idi. Çalışma grubunun EİDGK, Nd:YAG lazer cerrahisinden önce 0,55±0,88 logMAR ve cerrahiden sonra 0,10±1,04 logMAR idi (p<0,0001) (Tablo 1). EİDGK ve OKT sinyal gücü arasında hem cerrahi öncesi hem cerrahi sonrası anlamlı pozitif korelasyon olduğu bulundu (sırasıyla p<0,0001 ve p=0,01) (Tablo 2). Cerrahi öncesi ve sonrası santral retina kalınlığı (SRK) değerleri sırasıyla 124,49±109,43 ve 239,78±57,66 µm idi (p<0,0001). Ortalama SG cerrahiden önce 2,98±1,38 idi ve cerrahiden sonra 7,29±1,27’ye yükseldi (p<0,0001) (Tablo 1). Ameliyat öncesi OKT sinyal gücü ile SRK arasında anlamlı pozitif korelasyon vardı (p=0,001) (Tablo 2) (Şekil 1 ve 2). Ancak Nd:YAG lazer tedavisinden sonra SRK ile OKT sinyal gücü arasında korelasyon yoktu (p=0,46) (Tablo 2). Cerrahi öncesi ve sonrası yapılan göz içi basıncı ölçümleri arasında anlamlı bir değişiklik yoktu (p=0,81) (Tablo 1).
Tartışma
OKT, maküler hastalıkların, glokomun ve hatta ön segment patolojilerinin tanı ve takibinde vazgeçilmez bir araç haline gelmiştir. Ancak, OKT cihazlarının klinik kullanımının artması ile veri toplama ile ilgili bazı teknik ayrıntılar önem kazanmıştır. Bu ayrıntıların en önemlisi, taranan kesitin görüntü kalitesi ile yakından ilişkili olan, tarama sırasında elde edilen sinyal gücüdür. Önceki çalışmalar, OKT ölçümlerinin, yaş, ırk ve oküler patolojiler ve sinyal gücü gibi faktörlerden etkilenebildiğini göstermiştir.10,11,12,13,14,15,16,17
AKO, intraoküler lens implantasyonu yapılan katarakt cerrahisinin en sık görülen uzun vadeli komplikasyonudur. Prevalansı pediyatrik hastalarda, travma, üveit ve diabetes mellitus hastalarında daha yüksektir.18,19,20,21 Schaumberg ve ark.22 yaptıkları bir meta analiz çalışmasında AKO insidansının cerrahiden sonra 1. yılda %11,8, 3. yılda %20,7 ve 5. yılda %28,4 olduğu bildirilmiştir. AKO, kapsüler kesede kalan epitel hücrelerinin fibröz metaplazisi, proliferasyonu ve migrasyonu ile ortaya çıkar. Ancak, bu sürecin nedeni tam olarak anlaşılamamıştır. Postoperatif enflamatuvar yanıtın lens epitel hücrelerinin proliferasyonunu arttırdığı düşünülmektedir.23,24
Hougaard ve ark.25, AKO’nun sinyal kalitesini azaltarak retinal ayrıntıları gizlediğini, ancak lazer tedavisinden önce ve sonra alınan maküla kalınlığı ölçümleri arasında anlamlı bir değişiklik olmadığını bildirmiştir. Başka bir çalışmada, Nd:YAG lazer tedavisinden önce AKO hastalarında sinyal gücü ve görme keskinliği arasında korelasyon olduğu, ancak AKO’nun maküler ölçümler üzerinde bir etkisi olmadığı görülmüştür.26 Bu iki çalışma değerlendirildiğinde, Hougaard ve ark.25 çalışmasında örneklem sayısının küçük olduğu, diğer çalışmada ise cerrahi sonrası sinyal gücünün düşük (6,3) olduğu dikkati çekmektedir. Kara ve ark.27 tarafından yapılan bir başka çalışmada, retina sinir lifi tabakası kalınlığı ölçümlerinin lazer tedavisini takiben yoğun AKO’lu hastalarda anlamlı olarak arttığı bildirilmiştir. Ancak, aynı çalışmada yoğun AKO’su olmayan olgularda böyle bir ilişki bildirilmemiştir. Cagini ve ark.28 AKO’lu hastalarda TD-OKT ve SD-OKT cihazları ile alınan ölçümlerin kalitesini ve doğruluğunu değerlendirmiştir. Yazarlar, AKO’nun TD-OCT ile alınan ölçümlerin kalitesini düşürdüğünü ancak SD-OKT’de aynı etkinin gözlenmediğini bildirmiştir. Ayrıca TD-OKT ile elde edilen ölçümlerin SD-OKT ile elde edilenlerden daha düşük olduğunu izlemişlerdir. Tüm bu bilgiler toplu olarak ele alındığında, bu çalışmalar yoğun AKO’lu hastalarda ölçümlerin etkilenebileceğine işaret etmektedir. Çalışmamızda AKO skoru 3 veya daha yüksek olan hastalarda SD-OKT kullanılarak ölçümler yapıldı. Sonuçlarımız SD-OCT ile ölçüm yapılmasına rağmen yoğun AKO’nun elde edilen değerleri etkileyebileceğini ve sinyal gücünün görme keskinliği ve ölçülen değerler ile korele olduğunu göstermiştir. Bu bulgu, AKO şiddeti artırdıkça ölçülen değerlerin doğruluğunun etkilendiğine işaret etmektedir.
OKT sinyal gücü Nd:YAG lazer tedavisinden önce 6 veya daha düşüktü ve tüm hastalarda lazer tedavisinden sonra yükseldi. Bu bulgular, AKO hastalarında Nd:YAG lazer endikasyonu belirlerken OKT sinyal gücünün objektif bir veri olabileceğini göstermektedir. Nd:YAG lazer kapsülotomiden sonra OKT sinyal gücünde artış izlenmesi, lazer tedavisinin başarılı olup olmadığının objektif olarak değerlendirilmesini sağlayabilir.
Sonuç
OKT sinyal gücü biyomikroskopik değerlendirme ile elde edilen bilgilere ek olarak opasite yoğunluğu hakkında bilgi sağlayabilir. Ayrıca subjektif muayene bulgularına kıyasla daha objektif veriler sağlayabilir ve gerek olmayan girişimlerin önlenmesine yardımcı olabilir. OKT’nin noninvaziv, kolay ve hızlı bir görüntüleme tekniği olduğu düşünüldüğünde, AKO’lu hastalar değerlendirilirken OKT sinyal gücüne bir parametre olarak bakılması faydalı olabilir.